Bolu’da yaz aylarında düzenlenen yayla törenleri, hacet bayramları, mevlidler ve şükür programları, geniş halk katılımıyla dikkat çekti. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) tarafından gerçekleştirilen Bolu Sempozyumu’nda konuşan Bolu İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş, bu geleneksel dini etkinliklerin toplumsal birleştirici gücüne vurgu yaptı.
Demirtaş’ın “Yayladan Cemaate Uzanan Köprü” başlıklı bildirisine göre, 2025 yılı yaz döneminde il genelinde 49 farklı türbe veya zirve noktasında toplam 172 program düzenlendi. Bu programlarda müftü, vaiz ve imam-hatiplerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 700 din görevlisi görev aldı. Etkinliklere 221 bin 110 kişinin katıldığı tespit edildi. Bu rakam Bolu nüfusunun yaklaşık yüzde 68’ine karşılık geliyor. En yoğun katılımın Merkez, Göynük ve Mudurnu ilçelerinde olduğu belirtildi.
“Organik Din Hizmeti” Modeli Öne Çıktı
Müftü Demirtaş, bu yüksek katılımın “yasaklamak yerine rehberlik eden” bir yaklaşımın sonucu olduğunu ifade ederek, halkın geleneksel dini pratiklerine Kur’an ve Sünnet ışığında yön verildiğini belirtti. Demirtaş, bu yaklaşımı “organik din hizmeti” modeli olarak tanımladı.
Modelin temel hedeflerinin, halkın manevi arayışını hurafelerden arındırmak, eren sevgisini sahih inanç çerçevesine oturtmak ve bu törenleri modern insanın stres, yalnızlık ve değer aşınması gibi sorunlarına karşı bir irşat vesilesi haline getirmek olduğu kaydedildi.
Paylaşma Kültürü Güçlendi
Araştırmada, törenlerin sadece dini bir ritüel olarak kalmadığı, aynı zamanda sosyal dayanışmayı güçlendirdiği vurgulandı. Hacet bayramları ve şükür etkinliklerinde yılda yaklaşık 80 ton gıdanın ikram edildiği, kurbanların kesilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığı belirtildi. Bu uygulamanın İslam’ın infak ve paylaşma anlayışını canlı tuttuğu ifade edildi.
Türkiye’ye Örnek Olabilir
Müftü Demirtaş, Bolu’da başarıyla uygulanan bu modelin, geleneksel halk pratikleri ile kurumsal din hizmetlerinin birbirini nasıl tamamlayabileceğini gösteren özgün bir örnek olduğunu söyledi. Ayrıca bu yaklaşımın Türkiye geneline yönelik yeni bir din hizmeti paradigması sunabileceğini ifade etti.
